ÇevreBilgileri

GÜRÜLTÜ; MEVZUAT VE YAPTIRIM

 İnsanlar üzerinde olumsuz etki istenmeyen ve dinleyene bir anlam ifade etmeyen hoşa gitmeyen seslere gürültü denir. Bu tanıma bakıldığında, sesin gürültü niteliği taşıması için mutlaka yüksek düzeyde olması gerekmediği anlaşılmaktadır. Özellikle büyük kentlerimizde gürültü yoğunlukları oldukça yüksek seviyede olup, Dünya Sağlık Örgütü'nce belirlenen ölçülerin üzerinde olduğu değerlendirilmektedir.

Ses ve gürültü arasındaki ayırım kişilere göre değişebilir. Bazı insanlar kulağına müzik olarak gelen bir takım sesler, diğer insanlar için rahatsız edici olabilir ve gürültü olarak algılanır. Rahatsızlık duyma sınırı da insandan insana faklılık gösterebilir. Ancak gürültünün insan sağlığını ve rahatını bozduğu, olumsuz psikolojik etkiler yaptığı ve kaza tehlikesini artırdığı bir gerçektir.
 
Titreşimin (yer değiştirme, hız, ivme cinsinden) rms Değeri: Belirli bir zaman aralığında ölçülen titreşim değerlerinin karelerinin ortalamasının karekökünü ifade eder.
 
Titreşim, insan sağlığı, performansı ve konforu üzerinde oluşturduğu hareket hastalığı gibi fizyolojik ve psikolojik etkilerle sahiptir. Özellikle işyerlerinde titreşimlerle ilgili çalışmalarda  Çalışma Ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın “Titreşim Yönetmeliği” uygulanmaktadır.
   
Titreşim Yapılarda, köprülerde ve diğerlerinde oluşturduğu hasarların başlama sınırlarındaki, titreşim ivmesi, hızı, genliği, frekansları ve etkilenme süresi gibi parametrelerle ortaya konulmuş kriterleri sahiptir. 
 
Gürültü günümüzde en çok karşılaşılan çevre kirliliklerinden biridir. İnsanların büyük bir çoğunluğu herhangi bir şekilde bir gürültüye maruz kalmaktadırlar. Ancak gürültünün yol açtığı ruhsal ve sıhhi sorunlar ülkemizde henüz yeterince göz önünde bulundurulmamaktadır. Aksi takdirde düğün konvoylarının tehlikelere karşı uyarmaktan başka amacı olmayan ve çevredekileri rahatsız eden taşıt kornalarını eğlence maksatlı kullanmaları nasıl açıklanabilir?
 
Gürültü diğer çevre kirliliği faktörlerine benzemez. Havada yayılmasına rağmen diğer birçok hava kirletici gibi görünmez, kokmaz. Gürültünün herhangi bir kalıntısı da yoktur. Toprağı veya suyu da kirletmez. Kötü kokan bir çöp yığını gibi birikmez. Gürültü kirliliğini diğer çevre kirliliği faktörleri ile karşılaştırmak doğru olmaz. Onun etkileri küçük adımlarla ve sinsice oluşur. Ancak kalıcıdır ve kurtulması zordur.
 
Gürültünün insanlar üzerine olan iletişim bozuklukları, konsantrasyon ve öğrenme zorlukları, ve sinirlilik ve stresse yol açan uyuma zorluğu gibi ruhsal-duygusal kategoriye giren etkilerinin yanı sıra doğrudan sağlığa olan etkileri de bilinmektedir.
   
MEVZUAT
Ülkemizde gürültü konusunda geçerli mevzuat, 5491 sayılı kanunla değişik 2872 sayılı Çevre Kanunu’nun 14. maddesi çerçevesinde düzenlenmiştir. İlgili kanun maddesinde “Kişilerin huzur ve sükununu, beden ve ruh sağlığını bozacak şekilde ilgili yönetmeliklerle belirlenen standartlar üzerinde gürültü ve titreşim oluşturulması yasaktır. Ulaşım araçları, şantiye, fabrika, atölye, işyeri, eğlence yeri, hizmet binaları ve konutlardan kaynaklanan gürültü ve titreşimin yönetmeliklerle belirlenen standartlara indirilmesi için faaliyet sahipleri tarafından gerekli tedbirler alınır.” hükmü yer almaktadır.
 
İşte bu hükme istinaden gürültü konusunda kriterleri belirlemek ve mevzuatın Avrupa Birliği mevzuatına uyumunu sağlamak amacıyla; “Çevresel Gürültünün Değerlendirilmesi ve Yönetimi Yönetmeliği” 07.03.2008/26809 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmiş olup 01.07.2005 tarih ve 25862 sayılı Resmi Gazete ‘de yayınlanan eski yönetmelik yürürlükten kaldırılmıştı. Bu anılan yönetmelikler yürülükten kaldırılmış olup  04.06.2010 tarih ve 27601 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan yeni yönetmelik uygulamaya sokulmuştur.
 
Söz konusu yönetmelik ile gürültü konusundaki genel kısıtlamalar ve çeşitli kullanımlardan kaynaklanan gürültü düzeyleri için sınır değerler belirlenmiştir. Yönetmelik ile gürültü konusunda ölçüm, denetim, izleme, izin ve yaptırım görev ve yetkisi denetim ekibi kurmuş ve yetki devri yapılmış belediyler, Belediye sınırları ve mücavir alan dışında yetki devri yapılmış il özel idareleri ve yetki devri yapılmamış alanlarda ise İl Çevre ve Orman Müdürlükleri sorumludur.
Diğer yandan bu yönetmelik ile bir çok kurum ve kuruluşlar kendi mevzuatına giren alanlarda yetkilendirilmişlerdir.
 
YAPTIRIM
Gürültü konusundaki yaptırımlar üç ayrı mevzuatla düzenlenmektedir. Bu Yönetmelik hükümlerine aykırı davrananlar hakkında; 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 183 üncü maddesi, 5326 sayılı Kabahatler Kanunu ve 2872 sayılı Çevre Kanununun 20 nci maddesinde öngörülen cezai hükümler ile idari yaptırımlar uygulanır.
Kabahatler Kanununun 36. maddesi genel kolluk ve zabıta görevlilerine idari yaptırım kararı alma yetkisini vermekte olup; Çevre Kanunu’nun 14. maddesine aykırı hareket ettiği tespit edilenlere idari yaptırım uygulama yetkisi, yukarıda yetki verilmiş kurum ve kuruluşlara aittir.
Gürültüye neden olma fiili için uygulanacak idari para cezaları; 5491 sayılı kanunla değişik 2872 sayılı Çevre Kanunun 20. maddesinin “h” bendinde “Bu Kanunun 14 üncü maddesine göre çıkarılan yönetmelikle belirlenen önlemleri almayan veya standartlara aykırı şekilde gürültü ve titreşime neden olanlara, konutlar için 400 Türk Lirası, ulaşım araçları için 1.200 Türk Lirası, işyerleri ve atölyeler için 4.000 Türk Lirası, fabrika, şantiye ve eğlence gürültüsü için 12.000 Türk Lirası idarî para cezası verilir.” şeklinde düzenlenmiştir.

Diğer İçerikler